dırdır etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dırdır etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Eylül 2025 Pazar

there and back again..

en son 2008'de bir şeyler yazdığım bu blog'umu tekrar canlandırmaya karar verdim. bu arada başka başka bloglar da yarattığımı, o zamanki arkadaşlarımla ortak bloglarım olduğunu vs tekrar keşfettim. şu an geldiğim yer ise hepsini tek bir yere toplamak. blogger import/export mevzusunu çözmüş, "when a cat uses a fish-eye lens" blog'umu bu blogumla birleştirdim.diğerlerinden ise ya ayrıldım ya sildim.. 

o zamanlar yeni mezun, taze partime çalışan birisiyken 17 sene sonra ikinci iş yerinde gene bilgisayar başında kodlarla uğraşan ama bu arada yüksek lisansa başlayarak yeniden okula geri dönmüş bir durumdayım. (=

eski yazılarımı okurken bir yandan nekadar naifmişim diyorum bir yandan sanki hiçbir şey değişmemiş gibi, öte yandan neler yaptığıma şaşırdım zira bazı şeyleri zerre hatırlamıyorum. insanın değişimini görmesi için günlükten güzel bir şey var mı yahu? eski yazılarımı etiketlerini değiştirmek ya da ufak tefek yazım hatalarını düzeltmek dışında güncellemeyi düşünmüyorum. altlarındaki yorumları da bırakacağım. canımı sıkan bir yazım olursa silerim (sildim, yine silerim asfas)

hafıza sorunu yaşayan birisi olarak daha çok kendim için yazacağım ama oldu ya eşim dostum belki gelir belki arama motorları birilerini buraya atar da geriye dönüp de neler karalamış bu kız diye bakacak olan olursa diye özellikle belirtmek istiyorum, hayal ettiğim şeylerin çoğu olmamış, gurur duyduğum bazı mükemmeliyetçi huylarımın üzerinden silindir geçmiş ve bugüne gelmişim. o zaman bu senelerin popüler sözü "hayaller, hayatlar.." diyerek taze girdimi sonlandırıp buralara biraz daha çeki düzen vermeye devam etmeye gidiyorum.

görüşürüz günlük (=

19 Aralık 2006 Salı

google agaci

icimden google agaci cikacak.. blogger'da beta surumune gecerken google hesabınla seni baglamak istiyor.. iyi de ben istemiyorum! ne kurcaliyonuz ki
*kuser ve arkasini doner*

20 Ekim 2006 Cuma

42

internette hayatın anlamını arıyorum daha bulamadım benden önce bulan olursa haber versin..
sanal monologlarım, bir çözüm sunmayan zibil kişilik im listem, çeşitli amaçlarla üye olduğum siteler ve e-posta listeleri..
can sıkıntısında, ruh darlığında bana faydanız ne?
içimi kelimeler ifade edemezken günümü içine çekip götüren bilgisayarımın rolü ne hayatımda?

12 Temmuz 2006 Çarşamba

last.fm

herkesin artık tanıdığı bildiği, winamp'ından amarok'una (cicciii) herkesin desteklediği bıdı.
tüm arkadaşlarım teker teker last.fm sayfaları edinirken benim fellik fellik kaçtığım şey aynı zamanda..
peki neden?
mp3'ler, paylaşım sistemleri cadı avındayken insanların gönül rahatlıyla sergilemeleri garip gelmekle birlikte içimdeki hep kuşkucu ve komplo teorisi üretici tarafım kişisel gizlilik haklarımıza müdahele etmek isteyen güçlerin bu ve benzeri yollarla yavaş yavaş hayatımıza sızıp bizi ters köşeye yatıracaklarını (en azından buna çalışacaklarını) kurup duruyor..

22 Haziran 2006 Perşembe

matris carpimi

bir önceki "blog" yazım "c, mpi, uykusuz geceler ve kundante!"de yazdığım üzere matris çarpımı ile karşınızdayım!
inceleyince yazarım demiştim, netekim inceledim ve nette bu konu üzerine adam akıllı bir c kodu olmadığına kanaat getirdim, en azından benim aradığım yerlerde yoktu..
peki neden matris çarpımı? çünküüü hocamız öyle istedi P=
üç ayrı proje verdi bizlere; ilki makinalara veriyi diziyi yatay bölerek, ikincisi dikey bölerek, üçüncüsü ise satranç tahtası gibi karelere bölerek dağıtıyordu.
matrisi carpımını java'dan c'ye çevirmek sorun olmadı da çift boyutlu dizilerin mpi'da node'lar arası aktarımına çok feci takıldık.
yılmadık aramaya inandık, google'in altını üstüne getirdik ve tutoriallar okuyup takıldığımız yerlerde sorup soruşturarak c'ye kendi çapımızda takla attırdık. burda en çok emek, sevgi ve desteği purgatory'den aldık, kendisinin herkese selamı var (=
ilk proje bitip de çarpımı doğru yapınca ağlamak istedim gerçekten.. emeğimizin sonucunu almıştık..
bir ara verip diğer iki projeyi de algoritmalara uygun hazırladık, hazırladık ki ne görelim ilk projede sorunsuz çalışan metodlar ikincisi için hata vermeye başlamıştı. bunun üzerine tekrar hummalı bir çalışmaya girdik ve sorunu her üç proje için de çözdük.
şu an gurur duyduğumuz 100'e 100 bir matrisi bir vektörle 1'i master 5 makina üzerinde paralel çarptıran 3 değişik kodumuz var (=

e şimdi bir sonuca bu konuyu bağlamazsam ayıp olur o zaman ne diyeyim kıssadan hisse
c'den korkmaya gerek yok, mpi'da cici bir şey, insanın yardımsever arkadaşlarının olması çok şahane bir şey..

bu zorlu kod seansında yardım ve bilgisini esirgemeyen purgatory'e, silent strom'a, serdar'a, huzursuz'a ve disq'e çok teşekkür ederiz.

19 Haziran 2006 Pazartesi

c, mpi, uykusuz geceler ve kundante!

bir okul projesi tesliminin daha sabahı bugün!
açık kaynak ve özgür yazılım günlerinde takip ettiğim kadarıyla ilgimi çekmişti quantum, genetic, parallel computing konuları baktım comp474 diye bir ders var paralel programlama, hemen atladım üzerine.
ders c tabanlı çıktı tabii.. ilk başlarda c falan görmez teori üzerine gider -hyper cube falan- verinin iletilmesi vs gibi problemleri çözüp eğlenirken acı gerçek kendini gösterdi: bunları programlamak, ama c'de!!
fena olmadığını düşündüğüm bir java bilgim var (şimdilik elime gelen projelerin altından kalkabiliyorum en azından) ama c.. tek bildiğim onun java'yla benzerlik gösterdiği ve atası olduğu.. bir de tabii c++, c# var çocukları..
dersi almamda etken arkadaşım hakan'la kafa kafaya verdik yaparız yahu dedik.. netekim ilk projemiz olan matris çarpımı algoritma olarak gayet kolay görünüyordu.
ben de kolları sıvadım gerekli ve doğru olduğunu düşündüğüm mpi komutlarının arasına bir güzel java kodu yazdım -çok parlak bir fikirdi benim için. bunu
her neyse sonuç itibariyle bu algoritma iki boyutlu dizileri gerektirdiğinden -malumunuz benim sıfır, hakan'ınsa kısıtlı c bilgisi yetmedi bu projeyi hayata geçirmeye.
hocamız matris çarpımı üzerine nette c kodu bulabileceğimizi söylemişti. evet var gördüm ama henüz inceleme fırsatım olmadı. inceleyince buraya bir ek yaparım artık..
derken final günü geldi çattı, finalin ikinci kısmı "take home" şeklindeydi ve quicksort ya da mergesort algoritmalarından birini gerçeklememiz gerekiyordu.
son finalimin ardından çarşamba günü sıvadım kolları ve pazar sabahına doğru yoğunlaşan bir şekilde çalıştım. burda çalıştık desem daha doğru olacaktır.
artık bir noktada elimizdeki algoritmalar çalışmayıp, node'lar birbiriyle alışveriş yapmamakta diretince kundante'ye sardık kendimizi.
fairuz derin bulut'un muhteşem şahane şarkısını herkese tavsiye ediyorum özellikle kodculara.. terelelli anında bundan daha iyi tesir edecek bir şey bilmiyorum. mümkünse bir kaç kere dinleyin ve eşlik edin!!
ufak bir kundante seansından sonra gene verdik kendimizi kodlara. kah c allocation sorunları çıkarıyor, kah deadlock'a giriyorduk.
ezanla gelen sabah bize artık teslim saatinin yaklaştığını hatırlattı. her şeyi yapıp da kendi arasında bilgi alışverişi yapamayan node'lu kodumuza raporlarımızı hazırlayıp kendimiz sabah uykusunun boğucu kollarına attık.
bütün bu çalışma ve bu blog'un sonucu:

"c is for cookie that's good enough for me"

10 Haziran 2006 Cumartesi

binary exam

bizim okulda bu dönem aldığım comp 232 - data structures and algorithms dersine gelen yeni uygulama "binary exam"..
buna göre öğrenci iki saat süre içerisinde daha önceden belirtilmiş (dönem başı/ortası falandı sanırım hatırlamıyorum) algoritmalardan seçilmiş bir kısmı (ki bunların da hangileri olduğu belirtildi) içerisinden bir proje çekiyor ve onu koda dökmeye çalışıyor. Bazı gerekli yan sınıflar önceden tanımlanmış ve bilgisayarlarda hazır, internet bağlantısı yok.
süre bitiminde yazılan kod derlenmesi, verdiği hatalar ve verilen algoritmaya göre işleyişine bağlı olarak 1 veya 0 olarak notlandırılıyor.
burdan alınan not şu işleme giriyor:
binaryExamNotu * (finalNotu + vizeNotu + dönemBoyuncaKodlanmışAlgoritmalar)
yani öğrencinin geçip kalması bu nota bağlı.

peki gelelim bu sistem üzerine geyiklere (:
- bu sistemin gündeme gelmesinin temel amacı kodlama bilmeyenlerin geçmesinin engellenmesi. mantıklı ve amaca yönelik. öğrencinin kodlama becerisini ölçmek açısından öğretmenlere bir avantaj.
- kopya çekerek, kod bilmeden öğrenci bu sınavı geçemez, öğrenciye (öğrenci mantığıyla) dejavantaj. [deneyim bilgim ve çeşitli tepkilere bağlı olarak söylemek isterim ki öğrencinin kopya çekmesi ve geçmesi bu sınavda çok mümkün -gözlemle sabit]
- öğrenci bütün dönem boyunca verilen algoritmalar üzerinde çalışıp kendini programlama açısından geliştirebilecek -tabi bunun için hem boş vakti hem de disiplini olması gerekiyor.
- sınav odasının, algoritmaların ayarlanması zaman alıcı, ayrıca öğrenciler gruplar halinde alınmalı ve kopya engellenmeli -ek zaman ve çaba..
- şu an ikinci sınıf ikinci dönem dersinde ilk defa uygulanıyor olmasından ve şu aşamadaki bir öğrencinin geçip kalmasına direkt etkisinden dolayı tamamıyla saçma (=