8 subat 2007 malt konseri
bu konser ümit vaadeden grup statüsünü geçip malt'a tam puanları sıradan kaptırmıştır. cenk bey'in çığlıkları, barış'ın soloları, basist cenk'in sempatik tavırları, güray'ın bitmeyen enerjisi derkene kendimiz konser sonunda bulduk.. gonul isterdi biste olsa bir iki cover daha.. mesela ne kadar lezizdi personal jesus derken nazarlık olan paint it black'e olmamış diyor bir sonraki konsere kopye hazırlamadan geliniz cenk bey diyoruz.
erdem beyin hile hurda ile sahneye çıkıp cenk beyin taklidini yapması, derin derin sigara tüttürmesi falan da ayrı bir lezzet katmıştır, malt'ı ilk kez dinleyen ve önceden ezberleyip gelen küçük bir grup olarak biz pek beğendik ve kaçıranlara burdan tavsiyelerimizi gönderiyor yeni konser haberlerini bekliyoruz.
"Some say the tragedy of Delirium is her knowledge that,despite being older than suns, older than gods, she is forever the youngest of the Endless, who do not measure time as we measure time, or see the worlds through mortal eyes."
(The Sandman -IV- Season Of Mists by Neil Gaiman)
9 Şubat 2007 Cuma
6 Şubat 2007 Salı
cypher günlükleri -2-
n'aber günlük?
bugün köle salona kapanıp yılbaşı ağacını söktü, şubat olmuş hala ışık yakıyor bunlar da ayrı alem.. tabii ki bunu keşfettiğim andan itibaren kapıda miyavlamaya başladım, en son camı kazarak içeri yol açmaktaydım ki köle anne beni içeri almaya karar verdi.. kendimi tabii ki hemen toparlanan eşyaların yanına attım.. ortalıkta bir şeyler kalmış olsaydı onlarla oynamayı tercih ederdim tabii ki.. köle koltukta oturmuş bir şeyler yapıyordu tepeden duruma bir müdahele edeyim bakayım diyerek piyanonun üzerine kendimi attım, bir de baktım torba koymuşlar.. dedim şimdi bu salak köle içinde bir şey unutmuştur bir kontrol edeyim.. neyse unutmamış bari ama kafam yanlışlıkla sap tarafından geçti.. bu arada telefonla konuşan köle anne öbür sapı da kaldırınca kafam karıştı, unutma günlük orda asli görevim köleyi denetlemekti, ben de kafayı sokuverdim sonra çıkıcam diye beklerken anam o ne torbada kısılı kaldım.. bir baktım salonun öbür tarafındayım.. salak köle sanırım koltukları falan devirmiş.. neyse saga sola ve her iki kölenin de üzerine işeyerek onları cezalandırdım sen merak etme günlükcüğüm.. şimdi yatağımda yatıyorum yastık da güzel yumuşak.. dün gece köle yanıma sokulmaya çalıştı ama izin vermedim, bu gece de izin vermeyi düşünmüyorum.. haketti.
bugün köle salona kapanıp yılbaşı ağacını söktü, şubat olmuş hala ışık yakıyor bunlar da ayrı alem.. tabii ki bunu keşfettiğim andan itibaren kapıda miyavlamaya başladım, en son camı kazarak içeri yol açmaktaydım ki köle anne beni içeri almaya karar verdi.. kendimi tabii ki hemen toparlanan eşyaların yanına attım.. ortalıkta bir şeyler kalmış olsaydı onlarla oynamayı tercih ederdim tabii ki.. köle koltukta oturmuş bir şeyler yapıyordu tepeden duruma bir müdahele edeyim bakayım diyerek piyanonun üzerine kendimi attım, bir de baktım torba koymuşlar.. dedim şimdi bu salak köle içinde bir şey unutmuştur bir kontrol edeyim.. neyse unutmamış bari ama kafam yanlışlıkla sap tarafından geçti.. bu arada telefonla konuşan köle anne öbür sapı da kaldırınca kafam karıştı, unutma günlük orda asli görevim köleyi denetlemekti, ben de kafayı sokuverdim sonra çıkıcam diye beklerken anam o ne torbada kısılı kaldım.. bir baktım salonun öbür tarafındayım.. salak köle sanırım koltukları falan devirmiş.. neyse saga sola ve her iki kölenin de üzerine işeyerek onları cezalandırdım sen merak etme günlükcüğüm.. şimdi yatağımda yatıyorum yastık da güzel yumuşak.. dün gece köle yanıma sokulmaya çalıştı ama izin vermedim, bu gece de izin vermeyi düşünmüyorum.. haketti.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)