22 eylül gününe megadeth'in konser organizasyonu haberi ile aylar önceden heyecanlanmıştık. 2024 konser biletleri on dakika geçmeden soldout olduğu için bu seferkine aşırı heyecanlıydık. sevgili konser badim, ortaokul arkadaşım, konserlerin hanımefendisi bu konseri bana doğumgünü hediyesi olarak armağan ettiği için heyecanı ikiye katlanmıştı.
derken geçen ay "special guest" olarak marty friedman'ın adı duyuruldu ve hepimiz coştuk sanıyorum ki.. çünkü "special guest" demek aynı sahneyi paylaşmak demek olmalıydı. zaten tükenmenin eşiğinde olan biletler de bu duyuru ile tükendi. küçükçiftlik park'ın soldout (2025 gojira) ve hatta oversold (2024 scorpions) olduğunu tahmin ettiğim konserlerinde nasıl bir tıklım tıkışlık yaşandığını bildiğim için bir nebze de olsa korktum açıkçası ama konser kalabalığı bu sefer beni diğerlerinde olduğu gibi darlamadı. hem sahneyi ve barkovizyonu rahatça gördüm, hem nefes almayı geçtim çevrem hareket edip zıplayacak kadar rahattı.
marty 19:30'da grubuyla birlikte sahneye çıkmış biz ise hala daha kuyruk beklemekteydik. bizim arkamızda ise herhalde kuyruğa ilk girdiğimiz zamanki kadar daha bir kalabalık vardı (içeriye girince gördüğüm manzara vs çıkmadan önceki manzara) 19:37 gibi artık içeri girdiğimizde ciddi bir kalabalık ön tarafta marty'le coşmaya başlamıştı bile. sevgili hammer abilerden (= merch alıp biz de favori izleme yerimize doğru yollandık.
daha önce malmsteen, satchvai band izlemiş biri olarak şahsen friedman'ın sahne enerjisine, seyirci etkileşimine bayıldım ve çok keyif aldım. ayrıca sen gitar virtüözü çağırıp nasıl barkovizyon açmazsın diye buradan satchvai'de barkovizyon açılmamasına sebep olan kimler varsa laflarımı hazırladım gönderiyorum, ektedir (=
her neyse marty'ciğimize dönersek, grup arkadaşları ile birlikte hem coşkulu hem yardırdıkları bir şov sundular bize. kelimenin tam anlamıyla dörtdörtlüktü gerçekten. bu arada daha gelişiyle birlikte marty'nin "a*ina koim istanbul" diye bağırması hepimiz koparttı. yanlış hatırlamıyorsam son şarkıdan önce de hepimize japonca "işte bu a*mina koim" demeyi öğretti: bütün kçp "majika ne!" diye inledi.
ilk megadeth albümüm countdown to extinction olduğu için yeri bende ayrıdır (her zaman için ilk dinlediğim albümlerin yeri bende ayrı) o sebeple skin o' my teeth, countdown to extinction ve symphony of destruction ile coştum diyebilirim. dave she-wolf'u kadın seyircilerine ithaf etti <3
herkes gibi ben de en azından tornado'da marty'nin sahneye gelerek gruba eşlik etmesini bekledim ama bir şarkıda dahi sahneye gelmedi. "special guest"in sıçtığı nokta da bu oldu. ertesi gün marty'nin kadıköy'de yaptığı workshop'ta hatta sahneye neden çıkmadığı sorulmuş o da herhalde hiçbirimizin aklına gelmedi gibi saçma bir cevap vermiş. yani bu kadar seyircinin aklına geldi haftalarla yorumlar yapıldı türlü sosyal mecrada ve sizin aklınıza gelmedi, hadi gelmedi organizasyondan biri de bunu size çıtlatmadı? inanamadım. her neyse marty'siz konserimiz "can you put a price on peace?" diye sorarak ve "next thing you know, they'll take my thoughts away" diyerek bir buçuk saatin sonunda bitti.
konser sırasında bir kaç kez dave bizi çok sevdiğini, istanbul'un onlar için özel olduğunu, burada konser vermeyi ekipçe çok sevdiklerini söyledi. son albüm ve son turne duyurusunun istanbul konseri açıklandıktan sonra yapılması sebebiyle de son turnenin ilk konserini bu konser yapmayı kararlaştırdıklarını ancak daha albüm çıkmadığı için albümden parçalar çalmak üzere tekrar geleceklerini ve hatta turnenin son konseri olacağını söyledi. tüm gösterilerin özel ve önemli olduğunu ancak ilk ve son gösterinin daha da özel olduğunu da ekledi.
biz de seni seviyoruz dave <3
umarım ve dilerim 2026'da da görüşürüz.







1 yorum:
🤘🤌
Yorum Gönder